Bir kısım medya kuruluşları kanalıyla bir algı operasyonunun başlatıldığını ve bu kapsamda sistematik bir biçimde bu medya kuruluşlarına servis edilen iftira içerikli haberle TBAV camiası mensuplarının karalanmaya çalışıldığını önceki sayfalarda ifade etmiştik. Bu bölümde ise, söz konusu haberlerde yer alan iftira içerikli iddiaların cevaplarını ve bu iddiaların asılsızlığını ortaya koyan delilleri ortaya koyacağız.
Ancak daha önce bu haberlerin yapılış biçimiyle ilgili önemli bazı detayları dikkatinize sunmak istiyoruz:Polis operasyonunun başladığı sabah saatlerinden itibaren, birbirinden farklı, bağımsız ve hatta farklı görüşlerden medya kuruluşları, aynı içerikli haberleri; aynı tarihlerde, aynı başlıklarla, aynı yalanlarla, birbirlerine tıpatıp benzeyen metinler ve hatta aynı kelimeler ile yayınlamışlardır.
Her nasılsa gizli bir el, gizlilik kararı olan bir dosyadan, hukuki geçerliliği olmayan, doğruluğu ispatlanmamış, husumetli, kinli kişilerin uydurma ifadelerine dayanan bir takım iddiaları basına servis etmekte ve tüm basın kurumlarında sorgulanmadan aynı haberler yapılmaktadır. İlerideki sayfalarda asılsız olduklarını delilleriyle dikkatinize sunacağımızbu yalan haberleri incelediğinizde bu şaşırtıcı benzerliklerigöreceksiniz.
Bu tuhaf manzara, camiamız aleyhinde yürütülen dezenformasyona dayalı medya algı operasyonunun tek bir merkezden yürütüldüğünü ortaya koymaktadır.
Tıpkı bir dönem FETÖ’nün yaptığı kumpas operasyonlarında şüpheliler aleyhine kamuoyunda olumsuz algı oluşturmak maksadıyla FETÖ’nün psikolojik savaş merkezlerinde üretilip Zaman, Samanyolu, Bugün TV gibi FETÖ medya organlarında servis edilen dezenformasyon senaryoları gibi.
Camiamıza yönelik yapılan bu operasyon sonrasında da, tıpkı FETÖ’nün kumpas operasyonlarında olduğu gibi, belli bir odak,husumetli müştekileriniftira senaryolarını algı oluşturma amacıylabasına sistemli şekilde servis yapmıştır. Medyanın belli unsurları da bu uydurma senaryoları büyük bir iştahla yayınlamıştır.
Hatırlanacağı üzere, bu kara propaganda tekniğinin mucidi FETÖ’dür. O dönemde,devlet kurumlarının içine sızmış FETÖ’cülerin ürettikleri sahte tutanaklara dayalı uydurma senaryolar, FETÖ medyası olan Zaman, Samanyolu, Bugün gibimedya kuruluşlarında yayınlanırdı. Hedefteki kişi, bu yayınlar üzerinden itibarsızlaştırılır ve her türlü haksızlığa meşruiyet sağlanırdı.
FETÖ’nün bu kara propaganda yöntemi ile toplum etki altına alınırdı. O dönemde atılan iftiralar kitleler tarafından, bu yöntem sayesinde, sorgulanmadan kabul gördü. Kara propaganda sayesinde şartlandırılmış, olayların içyüzünü görme imkanı olmayan insanlar, bu iftiralarla karalanan mağdurlara “oh olsun” mantığında yaklaştılar. Yapılan hukuksuzluklar bu yöntemle toplum gözünde meşrulaştırıldı.
Birçok şerefli, namuslu, vatansever insan bu yöntemle mağdur edildi. Kimi bu iftiralara dayanamayarak intihar etti, kimi üzüntüsünden kanser oldu.
İlerleyen yıllarda FETÖ’nün iç yüzünün ortaya çıkması ile bu çirkin yöntem deşifre edildi. Gerçekdışı haberleri maksatlı olarak servis eden FETÖ’cü kamu yetkilileri, bu haberleri yayınlayan FETÖ’cü basın kuruluşları, söz konusu kumpasların hesabını adalet önünde verdiler.
Şimdi de FETÖ’nün icat ettiği bu kara propaganda tekniği, camiamıza karşı, TBAV camiasının mağdur edilmesinde menfaatleri bulunan bir takım karanlık güçler, onların yönlendirmesiyle hareket eden husumetli bir iftira çetesi ve bazı kripto unsurlar tarafından sistematik bir biçimde uygulanmaktadır[1].
Husumetli bir grup müştekinin organize bir biçimde oluşturduğu senaryolara dayalı uydurma iddialar, sanki gerçekmiş gibi, tek bir noktadan basına servis edilmekte, ardından birçok medya kuruluşu, o konu hakkında çok benzer metinler, hatta birebir aynı kelimeler ile bu asılsız, mesnetsiz iddiaları senkronize bir şekilde yayınlamaktadır.
Böylece kamuoyunda bir linç atmosferi oluşturulmakta, yapılan hukuksuzluklar meşrulaştırılmakta ve dosyadaki delil yokluğu örtülmek istenmektedir.
Elbette bu kumpasta yer alan bütün art niyetli taraflar ileride hukuk ve adil yargı önünde hesap verecektir.
Operasyon gününden bu yana basında yer alan bu haberlerde ortaya atılan iftira mahiyetindeki iddiaların asılsızlığını ortaya koyan açıklama ve delillerimizi bu bölümde dikkatinize sunacağız. Basında yer alan bu haberlere ve bunların asılsızlığını ortaya koyan açıklamalarımıza geçmeden önce ise “bu haberlerin bir kara propaganda faaliyetinin parçası olduğunu” ortaya koyan bazı önemli detayları sizlerle paylaşmak istiyoruz.
[1] Adnan Oktar ve arkadaşlarına yönelik yürütülen bu kara propaganda faaliyetinin arkasında bulunan karanlık güçleri ve bunların organizasyonu ile ilgili detayları kitabımızın “Adnan Oktar ve arkadaşlarına kurulan kumpasın içyüzü” başlıklı 11. bölümünde detaylı olarak inceleyebilirsiniz.